İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

 KAPAK KONUSU

Medyaya Güvenebilir misiniz?

Medyaya Güvenebilir misiniz?

PEK ÇOK insan okuduğu ya da duyduğu haberlere şüpheyle yaklaşıyor. Bu konuda Türkiye’de 2006’da bir kamuoyu araştırması yapıldı. İnsanlara “Medyaya güveniyor musunuz?” diye soruldu. Ankete katılanların yüzde 67’si bu soruyu “hayır” diye cevapladı. Bu güvensizliğin haklı bir nedeni var mı?

Birçok gazeteci ve haber kuruluşu, doğru ve bilgilendirici haber yaptığını iddia eder. Yine de endişelenmek için bazı sebepler var. Şimdi bunlardan birkaçına bakalım:

  • MEDYA PATRONLARI. Az sayıda güçlü şirketin kendine ait medya kuruluşları vardır. Bu kuruluşlar hangi haberin, nasıl sunulacağı ve bu habere ne ölçüde önem verileceği konusunda güçlü bir etkiye sahiptir. Bunların çoğu kâr amaçlı şirketler olduğundan medya kuruluşlarının vereceği kararları ekonomik çıkarlar etkileyebilir. Bu yüzden yayın kuruluşu sahiplerinin gelirlerini olumsuz yönde etkileyecek haberler yayımlanmayabilir.

  • YÖNETİMLER. Medyadaki haberlerin çoğu hükümet faaliyetleri ve politikacılarla ilgilidir. Yönetimler uyguladıkları politikayı ve görevlendirdikleri yetkilileri halkın desteklemesini ister. Medya hükümetin desteğine ihtiyaç duyduğundan bazen gazeteciler ve hükümet yetkilileri işbirliği yapar.

  •  REKLAMLAR. Pek çok ülkede medya kuruluşları piyasada kalabilmek için para kazanmak zorundadır ve bu paranın çoğunu reklamlardan alır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde, dergiler gelirinin yüzde 50 ila 60’ını, gazeteler yüzde 80’ini, ticari amaçlı televizyon ve radyo kanalları da yüzde 100’ünü reklamlardan elde eder. Tabii ki şirketler ürünlerini veya çalışma yöntemlerini kötü gösterecek programlara sponsor olmayı istemez. Eğer bir medya kuruluşunun yayımladığı programı beğenmezlerse reklamlarını başka bir yere verebilirler. Bu nedenle editörler sponsorun adını lekeleyebilecek haberleri yayımlamaktan kaçınabilir.

  • SAHTEKÂRLIK. Her haberci dürüst değildir. Bazı gazeteciler hikâyeler uydurur. Örneğin birkaç yıl önce Japon bir haberci, dalgıçların Okinava’daki mercanlara verdiği zararı belgelemek istedi. Fakat zarar görmüş hiçbir mercan bulamayınca bazılarına kendisi zarar verip fotoğraflarını çekti. Bazı haberciler de insanları aldatmak için fotoğrafları manipüle edebilir, yani üzerinde değişiklik yapabilir. Foto-manipülasyon teknolojisi o kadar gelişmiştir ki, bazı fotoğraflardaki değişiklikleri fark etmek neredeyse imkânsızdır.

  • GERÇEKLERİN ÇARPITILMASI. Gerçekler apaçık ortada olsa bile bunların nasıl sunulacağı gazetecinin bakış açısına bağlıdır. Hangi gerçeklerin habere dahil edileceğine, hangilerinin çıkarılacağına gazeteci karar verir. Örneğin bir futbol takımı iki gol farkla maçı kaybetmiş olabilir. Bu bir gerçektir. Ama takımın maçı kaybetme nedeni, gazetecilerin farklı şekillerde anlatabileceği bir hikâyedir.

  • DETAYLARIN ATLANMASI. İlginç bir haber ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleri araştıran gazeteciler, bazen karışıklığa ya da çözümsüz sorunlara yol açabilecek detayları atlar. Bu, bazı gerçeklerin abartılmasına bazılarının ise göz ardı edilmesine yol açar. Örneğin televizyon habercileri ve sunucular bazen karmaşık bir olayı yaklaşık bir dakika içinde anlatmak zorundadır, bu yüzden önemli detaylar atlanabilir.

  •  REKABET. Son yıllarda televizyon kanallarının sayısı arttıkça insanların sadece tek bir kanalı izleyerek geçirdikleri süre çarpıcı şekilde azaldı. Bu nedenle haber kanalları izleyicilerin ilgisini canlı tutabilmek için farklı ya da eğlenceli haberler sunmak zorunda kalıyor. Bu gelişmeyi bir kitap şöyle yorumladı: “[Televizyondaki] haberler artık görsel bir şova dönüştü. Durmaksızın insanları şoke eden ya da heyecanlandıran görüntüler sunuluyor. İnsanların dikkat süresi [giderek] kısaldığından haberlerin süresi de kısalıyor” (Media Bias).

  • HATALAR. Her insan gibi gazeteciler de istemeden hata yapabilir. Yanlış yazılmış bir kelime, yanlış yere konan bir virgül ya da bir gramer hatası tüm cümlenin anlamını değiştirebilir. Sunulan bilgi dikkatli şekilde kontrol edilmemiş olabilir. Aynı zamanda, haberi son teslim tarihine yetiştirmeye çalışan bir gazeteci sayılarla ilgili de hata yapabilir; örneğin 100.000 yerine fark etmeden 10.000 yazabilir.

  • YANLIŞ VARSAYIMLAR. Doğru ve güvenilir haber yapmak düşünüldüğü kadar kolay değildir. Bugün gerçek olarak kabul edilen bir şeyin yarın yanlış olduğu kanıtlanabilir. Örneğin bir zamanlar dünyanın güneş sistemimizin merkezinde olduğuna inanılırdı. Fakat dünyanın güneşin etrafında döndüğünü artık hepimiz biliyoruz.

 Dengeyi Nasıl Sağlayabiliriz?

Haberlerde okuduğumuz her şeye inanmamak akıllıca bir davranış olsa da, bu hiçbir şeye güvenemeyeceğimiz anlamına gelmez. Tabii ki bir yandan açık fikirli olurken diğer yandan dengeli ölçüde şüpheci olmak yerindedir.

Kutsal Kitap şöyle der: “Damak yiyeceği tattığı gibi, kulak da duyduklarını sınamaz mı?” (Eyüp 12:11). Duyduğumuz ya da okuduğumuz şeyleri sınamamıza şu noktalar yardım edebilir:

  • HABERİ AKTARAN KURULUŞ: Haber güvenilir, yetkili bir kişiden ya da kuruluştan mı geliyor? Program ya da yayın, ciddiyetiyle mi yoksa sansasyonel haberleriyle mi tanınıyor? Bu haber kuruluşuna sermayeyi kim sağlıyor?

  • HABER KAYNAKLARI: Ayrıntılı bir araştırma yapıldığını gösteren kanıtlar var mı? Bu haber için sadece tek bir kaynaktan mı yararlanılmış? Haber kaynağı olarak kimler seçiliyor? Güvenilir, adil ve tarafsız kişiler mi, yoksa taraflı olanlar mı?

  • AMAÇ: Bu haberin asıl amacı bilgilendirmek mi yoksa eğlendirmek mi? Bir şeyleri satmaya ya da desteklemeye çalışıyor mu?

  • ÜSLUP: Haberin üslubu öfkeli, suçlayıcı ya da fazla eleştirelse bu, haberin mantıklı bir tartışmadan çok bir saldırı amacıyla yapıldığı fikrini verir.

  • TUTARLILIK: Anlatılanlar gazete ya da televizyondaki diğer haberlerle uyumlu mu? Eğer haberler birbiriyle çelişiyorsa dikkatli olun!

  • GÜNCELLİK: Verilen bilgi yeterince güncel mi? 20 yıl önce doğru olduğu düşünülen bir haber bugün doğru olmayabilir. Diğer yandan bu haber son dakika gelişmesi olarak aktarılıyorsa içerdiği bilgi eksik ve yetersiz olabilir.

O halde medyadaki haberlere güvenebilir misiniz? Kral Süleyman’ın şu sözleri çok yerindedir: “Deneyimsiz insan her söze inanır; sağgörülü kişi ise adımını tartarak atar” (Özdeyişler 14:15).